Konuyu Değerlendir
  • 1 Oy - 5 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Suyun Önemi ve Su İçme Zamanı
#1

Hasta değil susuzsunuz. İnsan vücudunun birçok dejeneratif hastalığının nedeni kronik su kaybıdır. Su kaybının ürettiği hastalıkların önlenmesinin ve tedavisinin yolu, düzenli su alımından geçmektedir.

Vücudunuzun günde minumum 6 ila 8 bardak suya ihtiyacı vardır. Alkol, çay, kahve ve kafein içeren içecekler su yerine geçmez. Bunlar merkezi sinir sistem uyarıcılarıdır; aynı zamanda böbrekler üzerinde idrar söktürücü etkilerinden dolayı vücuttan su kaybettirirler. Vücudun su kaybının işareti ağız kuruluğudur.

[Resim: 2q2358m.jpg]

Su içmek için en iyi saatler (peptik ülser hastalığında klinik olarak gözlemlenmiştir) yemek yemeden yarım saat önce bir bardak ve her yemekten 2,5 saat sonra yine aynı miktarda su. Yatmadan önce 2 bardak daha su alınmalıdır.

Su alımlarını yemek zamanlarına göre ayarlamak, kanın gıda alımı neticesinde yoğunlaşmasının önüne geçer. Kan yoğunlaştığı zaman etraftaki hücrelerden su çeker.

Cenin ve annenin susuzluk sinyali; hamileliğin ilk aşamasında, sabahları mide bulantısıdır.

Su kaybının belirli bir eşiğinde, vücut acil olarak su istediğinde hiçbir şey suyun yerine geçmez. Sudan başka hiçbir ilaç etkili değildir.

Artrit ağrısı, vücudun bölgesel susuzluk sinyallerinden biridir. Bazı artrit ağrılarında tuz sıkıntısı soruna katkıda bulunan önemli bir faktör olabilir. Migren baş ağrılarına su kaybı neden olmaktadır. Migrenle uğraşmanın en akıllı yolu düzenli su alarak hastalıktan korunmaktır. Alzheimer hastalığının temel nedeni, vücudun kronik su kaybıdır. Beyin hücresinin su kaybetmesi, Alzheimer hastalığının temel nedenir. Dispeptik ağrı(hazımsızlık ve mide yanması), vücudun su kaybının bir işaretidir, bir susuzluk sinyalidir.

Yüksek kan basıncı, vücudun bütünündeki su eksikliğine uyum sürecinin sonucudur. Vücuttaki damarlar, kan hacmindeki iniş-çıkışlar ve farklı damarların açılıp kapanması, doku gereksinimlerinin üstesinden gelmek üzere tasarlanmışlardır. Vücuttaki toplam sıvı hacmi azaldığında, ana damarlar açıklıklarını azaltırlar. Hipertansiyon günlük su alımında artışla tedavi edilmelidir. Tabi ki yeterli miktarda idrar üretiyorlarsa.

Tuz; vücut için en temel maddelerden biridir. İnsan vücudunun hayatiyetini sürdürebilmesi için en temel elementler önem sırasına göre, oksijen, su, tuz ve potasyumdur. Vücudun tuz içeriğinin %27 kadarı, kemiklerde kristal formda depolanır. Tuz kristallerinin kemikleri sertleştirmek için doğal olarak kullanıldığı söylenir. Dolayısıyla vücuttaki tuz eksikliği, osteoporozun gelişmesinden de sorumlu olabilir. Kandaki hayati normal seviyelerini korumak için, kemiklerden tuz alınacaktır.

Düşük tuz alımı, bazı hücrelerde asidite artışına katkıda bulunacaktır. Hücredeki yüksek asidite, DNA yapısında hasara yol açabilir ve bazı hücrelerde kanser oluşumu için başlatıcı bir mekanizma olabilir. Deneyler, azımsanamayacak sayıda kanser hastasının vücutlarındaki tuz seviyesinin düşük olduğunu göstermiştir.

Vücut su tutmak için tuz toplamaya başlar. Bu "ödem sıvısından" suyun bir kısmını süzebilir ve hücre zarından hücrelerin bazılarına "boşaltır". Su alımı artırıldığında, eğer tuz alımı artırılmazsa, vücudun tuz kaybedeceğini sakın unutmayın. Günde 6-10 bardak su içmeye başladıktan bir kaç gün sonra diyetinize bir miktar tuz ilave etmeyi düşünmeye başlamanız gerekir. Eğer geceleri kaslarınızda kramp hissetmeye başlıyorsanız, bilin ki vücudunuzda tuz eksilmeye başlıyordur. Günlük tuz alımı için her 10 bardak su için (yaklaşık 2 lt) kişi diyetine günde yarım çay kaşığı (yaklaşık 3 gr) rafine edilmemiş deniz tuzu eklemelidir. Tabi ki böbreklerin idrar üretip üretmediğinden emin olunması gerekir. Aksi takdirde vücut şişecektir.
Alıntı


Benzer Konular
Konu: / Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
Son Mesaj emre
27-12-2014, 19:28



Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi