Konuyu Değerlendir
  • 0 Oy - 0 Ortalama
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Şeker, buğday ve trans yağlar
#1

Diabet, kalp Hastalığı, kanser ve aşırı vücut yağlanmasına sebep olarak, bu besinler yavaş yavaş sizi ve ailenizi öldürüyor. Ayrıca neden tereyağ, Hindistan cevizi yağı, avokado ve biftek yemeniz gerektiğini de bu makalede anlatacağız.

Genellikle haberlerde “şeker, buğday ve gluten sağlığınız için kötüdür” benzeri cümleler duyarsınız. Ama bu besinlerin iç organlarınıza neler yaptığını gerçekten anlıyor musunuz?

[Resim: Paz60Wl.jpg?1]

Pek çok insan bunun nedenini anlayamıyor. Ama işin asıl kısmı şu ki, bahsettiğim besinlerden bazıları sadece hormonlarınızı ve metabolizmanızı mahvetmekle kalmıyor, aynı zamanda kalp hastalıklarına, tip 2 diyabete, Alzeimera ve hatta kansere bile sebep olabiliyor.

Sadece bu kadar da değil. Biraz sonra okuyacağınız gibi, muhtemelen restoranlarda sıklıkla yediğiniz bitkisel beslenmeye dayalı bir besin var. Bu besinin kalp krizlerine yol açtığı ispatlanmıştır.

Ayrıca metabolizmanızı hızlandıracak ve hormonlarınızı dengeleyecek şekilde nasıl yemeniz gerektiğini de anlamanızı sağlayacağız.

Buğday sizi neden öldürüyor?
Evet, hatta “tam buğday” bile.

Buğdayın vücudunuz için korkunç bir besin olmasının 3 ana nedeni var ve faydasından çok zararı var.
1.Sebep: Buğday kan şekerinizi mahveder, yaşlanmayı hızlandırır, kilo aldırır ve diabet riskini artırır.
Buğdayın vücudunuzdaki yaşlanma sürecini neden artırdığını anlatmadan önce, vücudumuzdaki biyokimyaya bir göz atalım.

Bu vücudunuzdaki “glikasyon” ile ve “İleri Glikasyon Son Ürünleri” (AGE) denen maddelerle ilgilidir. AGE denen bu kötü bileşimler vücudunuzdaki yaşlanma sürecini hızlandırırlar. Bunun yanı sıra zaman içinde organlarınıza, eklemelerinize zarar verir ve cildinizi kırıştırırlar.
Peki vücutta AGE üretimini sağlayan en önemli faktörlerden biri nedir? Buna şaşırabilirsiniz. Ama zamanla yüksek kan şekeri seviyeleri, yaşlanmayı hızlandıran AGElerin ciddi şekilde artmasına neden olur. Bu yüzden tip 2 diyabetikler çoğu zaman oldukları yaştan daha yaşlı görünürler. Ama bu yaş artıran etki sadece diyabetiklerle sınırlı değil.

Tam buğday’ın bununla bağlantısına geri dönelim.

Büyük gıda şirketlerinin, devasa pazarlama kampanyaları tarafından genellikle üstü kapatılan ve çok az bilinen bir gerçeğe göz atalım. Bu şirketler sizden “tam buğday”ın iyi olduğuna inanmanızı isterler. Ama aslında buğday çok sıra dışı bir karbonhidrat olan Amilopektin A içerir (diğer besinlerde yoktur). Bazı testlerde kan şekerinizi sofra şekerinden çok daha fazla yükselttiği görülmüştür.

Araştırmalarda belgelenen kan şekeri tepki testine göre, aslında (buğdaydaki) Amilopektin A, kan şekerinizi dünyada bulunan herhangi bir karbonhidrat kaynağından çok daha fazla yükseltir.

[Resim: kQoFz7P.png]

Bu demektir ki, ekmek, simit, mısır gevreği, çörek gibi fırınlanmış buğday ürünleri diğer pek çok karbonhidrat kaynağından çok daha fazla yüksek kan şekeri seviyesine neden olurlar. Eğer bana inanmıyorsanız işte bilmeniz gerekli birkaç şey. Ben kendi kan şekeri testlerimi bir kan glukometresi kullanarak yaptım. 2 dilim beyaz ekmek ve de aynı miktarda karbonhidrata denk bir kase yulaf unu yedikten sonra testleri yaptım.

Buğday ve yulaf sonrası kan şekeri test sonuçları:
2 dilim tam buğday unundan yapılmış ekmek yedikten 45 dk sonra: Kan şekeri 86 açlık seviyesinden 155’e fırladı.
1 kase yulaf yedikten sonra (gramajı 2 dilim tam buğday unu ekmeğine denk): Kan şekeri seviyesi 86 açlık seviyesinden 112’ye çıktı.

Bildiğiniz gibi ortalama kan şekeri seviyeleriniz zamanla ne kadar yüksek olursa, vücudunuzda o kadar çok AGE oluşur; bu da daha hızlı yaşlanmanıza sebep olur. Tam buğday kan şekerini yulaf ununa göre çok daha hızlı yükseltti. 155 kan şekeri seviyesi de, eğer düzenli olarak buğday unu tüketirseniz çok daha hızlı yaşlanmaya sebep olacaktır.

Pek çok insan düşünmeden hemen her yemeklerinde buğday tüketiyorlar. Sadece bu kadar da değil. Buğdaydan kaynaklanan kan şekeri artışı, vücudunuzun daha fazla insülin pompalamasına neden olur, bu da daha fazla yağ depolamanıza yol açar. Her gün buğday yemekten kaynaklanan aşırı kan şekeri artışı zamanla kan şekeri düzenleme sisteminize zarar verir, pankreasınızda hasar yaratır, insülin direncine yol açar ve nihayetinde de tip 2 diyabet oluşur. Bence sözde “sağlıklı” denen buğdaya karşı güçlü delillerimiz var.

Biliyor muydunuz?
Marketlerde bulunan buğday ekmekleri çoğunlukla sadece kahverengiye boyanmış beyaz ekmek aslında.
Bu kadar da değil. “Tam buğday” ekmeğine yüksek fruktoz mısır şurubu da eklenmiştir. Çünkü ilave şeker olmadan bu ekmek yenemeyecek kadar kurudur.
“Tam buğday” ekmeği sizin için iyi olsa bile, ilave yüksek früktoz mısır şurubu, kahverengi şeker ya da diğer tehlikeli tatlandırıcılar içermeyen gerçek bir ekmek bulmanız nerdeyse imkansızdır.

2.Sebep: Son zamanlarda gluten meselesi medyanın gündeminde. Ama Çölyak hastalığı olmayan insanların da, glutenden kaynaklanan risklere tabi olup olunmadığı konusunda insanların aklında bir karmaşa var. “Gluten intolerant” yada “glutene duyarlı” olmasanız bile, yüzlerce araştırma göstermektedir ki, gluten sindirim sisteminizde iltihaplanmaya, son zamanlarda Sızdıran Bağırsak diye adından çok söz edilen bir problem olan bağırsaklarınızda geçirgenliğe, başka sindirim sistemi hastalıklarına ve otoimmun problemlerine sebep olabilir.

Bilim insanlarına göre glutenin bu sindirim sistemi problemlerine yol açmasına, son 50 yıl içinde buğdayın aşırı biçimde hibritleşmesi neden olmuştur. Binlerce yıldır insan sindirim sisteminin aşina olduğu buğdayın modifiye edilerek, sindirim sistemine yabancı buğday yaratılması. Hatta daha 50 yıl önce büyük annelerinizin yediği buğday bile farklıydı.

3.Sebep Buğdayın sağlığınız için zararlı olmasının bir diğer nedeni de buğday bitkisinin içinde kendiliğinden oluşan “anti besinler” i içermesidir. Bu besin çok fazla tüketildiğinde istenmeyen etkiler yaratır. Bu anti besinlerden bir tanesi, phytates’tir. Bu, çok tüketildiğinde vücudunuzdaki çinko, demir, manganez ve kalsiyum gibi bazı minerallerin emilimini engeller.

Pek çok insan hemen her öğününde buğday tüketir. (sabah mısır gevreği, öğlen tost ekmeği, akşam da makarna ya da ekmek) Bu da zamanla vücudunuzda mineral eksikliğine yol açar ki, bu da pek çok problem kaynağıdır.

Buğdayda phytates dışında başka engelleyiciler ve anti besinler de mevcuttur. Mesela, lektinler. Lektinler buğdayda bağırsak iritasyonuna sebep olan diğer bileşenlerdir. Yani beslenmenizde buğdayı azaltmak ya da tamamen çıkarmak için başka bir nedendir. Buğdayın insan beslenmesi için önemli bir katkısı yoktur. Faydadan çok zararı vardır.

Pek çok kişi bana “Peki ya buğday içindeki lif? Bu yüzden sağlıklı olduğunu düşünüyordum.” diye soruyor.
Üzgünüm ama tüm meyve, sebze, fındık- fıstıktan sindirim sisteminize zarar vermeden ve aşırı kan şekeri problemi yaşamadan da ihtiyacınız olan tüm lifi elde edebilirsiniz.

BİTKİSEL YAĞ NEDEN SİZİ ÖLDÜRÜYOR?
“Bitkisel yağ” kelimesi kulağa sağlıklı gibi gelse de, aslında sebzelerden yapılmaz. Bitkisel yağ aslında, mısır yağı, soya fasulyesi yağı, kanola yağı, aspir yağı ve/veya pamuk çekirdeği yağının kombinasyonlarından oluşur ve bunların tamamı son derece sağlıksızdır. Aslında baştan sona ölümcüller ve bunu abartmıyorum.

1.Sebep: Bitkisel yağlar hidrojene olmasalar bile genellikle ölümcül trans yağlar içerirler.
Trans yağların ölümcül olduğunu zaten biliyorsunuzdur. Bu yüzden çok bilimsel alan girip, trans yağların neden ölümcül olduğunu ve vücudunuzdaki hücre membranlarınıza zarar verdiklerini, bunun da kanser, obezite, Alzeimer, kalp hastalıkları ve daha nice korkunç sağlık problemlerine yol açtığını anlatmayacağım.
Bunları bildikten sonra eminim sizde hidrojene olan bitkisel yağlardan uzak durmanız gerektiğinizin farkındasınızdır. Bunu milyonlarca defa duydunuz.

Ama muhtemelen bilmediğiniz şey, hidrojene olmayan bitkisel yağların bile (tüm bitkisel yağlar rafine edilmiştir) aynı zamanda biraz trans yağ içermesidir. Çünkü rafine esnasında yüksek sıcaklığa, çözücülere ve basınca maruz kalırlar. Evet buna “preslenmiş yağ” denen bitkisel yağlar da dahildir.

Heksan çözücülerin yanı sıra tüm bu yüksek sıcak ve yüksek pres süreçleri, bitkisel yağlardaki (hatta sözde sağlıklı denilen kanola yağda bile) doymamış içeriğe baskı yapar ve trans yağlara ve hatta “Mega translar” dediğimiz çok daha korkunç bir şeye dönüştürür.

2.Sebep: Bitkisel yağlar oksitlenmiş “mutasyona uğramış yağlar” içerir. Bunlar trans yağlardan çok daha kötüdür çünkü kalp krizlerine yol açarlar. Rafine süreci ve bitkisel yağların içeriğindeki çoklu doymamış yağın kimyasal tepkileri sonucu, tüm bitkisel yağlar oksitlenmiş yağlar içerirler. Beslenme uzmanları bitkisel yağlardaki yağlara “Mega Translar” diyor çünkü kimyadaki trans yağlara benziyorlar hatta daha bile kötüler.

[Resim: UOr2nBH.jpg]

Bitkisel yağlardaki mega translar neredeyse tüm işlenmiş paketlenmiş besinlerde mevcuttur. Tüm restoranlarda da kullanılır. Patates kızartmasının yer yemez kalp damarlarınıza zarar verdiği ispatlandı.
Bitkisel yağların rafinasyonu esnasında oluşan serbest radikaller, hücre membranlarınıza ve kromozomlarınıza zarar vererek vücudunuzda aşırı iltihaplanmaya yol açanbu mutant yağları oluşturur.
Bitkisel yağlardaki serbest radikaller ayrıca kalp damarlarınıza da zarar verirler ve bu da direk olarak kalp krizine yol açabilir. Bunun sadece uzun vadede risk taşıdığını düşünmeyin lütfen. Bunun anlık olarak kalp damarlarınızda işlev bozukluğuna-endotel fonksiyon- yol açtığını gösteren çalışmalar da mevcuttur.

Yeni Zellanda yapılan bir araştırmada: Restoranlarda kızarmış patates yiyenler kalp damarlarının endotel fonksiyonlarına derhal zarar veriyorlar. Patates yemeden önce genişleme % 7 iken, yedikten sonra ise % 1’e düştüğü görüldü. İşte bu kalp krizine yol açabilecek nedenlerden bir tanesi.

Eğer abarttığımı düşünüyorsanız bir kez daha düşünün. Uzmanlar ayrıca kalp krizi nedeniyle hastaneye gelen yüzlerce hastasında incelemelerde bulundu ve kalp krizi geçiren her bir hastanın krizden hemen önce bitkisel yağlar ile yapılan gıdalar tükettiğini fark etti. Korkunç değil mi?
Bir daha kızarmış patates sipariş ettiğinizde iyi düşünün. Durum bu kadar ciddi. Kızarmış patates yerine sebze, meyve ve salata tercih edin. Bu yarın ölmek ile uzun yıllar keyifle yaşamak arasındaki fark kadar bir fark yaratacaktır sizin için.

3.Sebep: Bitkisel yağlar Omega 6 ve Omega 3 yağ oranlarınız arasında aşırı bir dengesizlik yaratır.
Bitkisel yağların sizi öldürüyor olmasının ana nedenlerinden bir diğeri de, çoğunlukla inflamatuvar Omega 6 yağlarından oluşmasındandır. Anti inflamatuvar (iltihap önleyici) omega3 çok az bulunur. omega
Bilimsel literatürde omega 6 ve omega 3 en sağlıklı oranı 2:1 ve hatta 1:1 olarak gösterilmektedir. Ama bitkisel yağların çoğu 20:1 ve hatta 30:1 oranında bu dengeyi çarpıtarak zararlı imflamatuvar omega 6 yağlarını artırır. Daha da kötüsü bu omega 6 yağları fındıkta bulunan masum tipte değildirler. Vücudunuzdaki dokuları mahveden mutant trans tipi yağlardır.

[Resim: URKuaXh.jpg]

Bu omega yağ dengesizliği, bitkisel yağların kanser, obezite ve hayatınızı önemli derecede kısaltabilecek diğer dejeneratif hastalıklara sebep olmasının bir diğer nedenidir. Tüm bunlara çözüm olarak Hindistan cevizi yağı, zeytinyağı, macadamia yağı, avokado yağı, çayırlarda beslenmiş hayvanlardan elde edilen tereyağ kullanın. Bunlar bitkisel yağlardan çok çok daha sağlıklıdır ve yukarda bahsettiğimiz hastalıklara yol açmazlar.

Bunları biliyor muydunuz?
Kalp hastalıkları, yüksek kolesterol, yüksek kan basıncı, kireçlenme, depresyon, diyabet ve obeziteyi yenmek için Omega 6 yağ asitleri seviyesini azaltmalı ve omega 3 yağ asitleri seviyesini artırmalısınız.

Şeker sizi neden öldürüyor. Şekeri “yakamazsınız”
Sağlık uzmanlarından, blog yazarlarından ve haberlerde milyonlarca defa şekerin zararlı olduğunu duymuşsunuzdur. Ama çoğu insan neden bu kadar kötü olduğunu gerçekten anlayamaz.

Aslında pek çok insan, şeker yerse biraz daha fazla hareket edip bunu yakabilecekleri yanılgısına düşerler. Ama maalesef bu düşünce sizi daha erkenden mezara götürür. Durum “şekeri yakmak” kadar basit değildir. Mesele şekerin hücrelerinize ne yaptığıdır ve iç organların çalışmasını bozarak hastalıklara sebep olmasıdır.
Şekerin neden bu kadar zararlı olduğunu ve hücrelerinize neler yaptığını gerçekten bilseniz, kesinlikle eminim ki o pastayı, şekeri, şekerli meyve sularını ve dondurmayı yemeden ya da çocuğunuza yedirmeden önce bir kez daha düşünürdünüz.

İşte şekerin sizi öldürüyor olmasının nedenlerinden bir kaçı
Buğday konusunda bahsettiğimiz gibi, şeker de kan şekeriniz de dalgalanmalara sebep olur. Aşırı kan şekeri vücudunuzda glikasyona sebep olur ve bu da organlarınızın, cildinizin, kalp damarlarınızın ve eklemlerinizin hızlı yaşlanmasına yol açar.

Şeker ayrıca trigliseridinizi tehlikeli seviyelere çıkarır; bu da kalp hastalıklarına yol açabilir. Çok sık şeker tüketmek uzun vade de tip 2 diyabete yol açar çünkü pankreas ve insülün hassasiyetinizi mahvetmiş olursunuz.

Şeker ayrıca beyaz kan hücrelerinizi yavaşlatarak, hastalıkları daha olası kılar ve hatta kanser hücrelerinin bile vücudunuzda daha kolay şekil almasına yol açabilir. Tabi ki şekerin sizi şişmanlattığını ve içinde hiçbir faydalı besin olmaksızın fazladan kalori kattığını biliyorsunuz.

Şekerin vücudunuza ne kadar zarar verdiğinden bahsettiğimizde, çayınıza koyduğunuz 5grlık bir baldaki şekerden bahsetmiyoruz. Az miktarlardaki doğal şeker bir sorun değil.

Esas zarar, bir defada oturup bir dilim keki yiyerek aldığınız 40-50gr'lık şekerde vardır. Ya da 35 gr'lık o şeker paketlerinde, ya da 45 gr belki fazlası şeker içeren o gazozlarda. Hatta sözde sağlıklı kabul edilen, ama aslında kullandıkları meyve şuruplarındaki 80 gr ve fazlası şeker içeriği nedeniyle meyveli buzlu içeceklerde.

Artık neden şeker, buğday ve bitkisel yağların zararlı olduğunu biliyorsunuz. Mısır gevreği, ekmek, simit, çörek, şeker, işlenmiş gıdalar ya da restoranlarda bitkisel yağ kullanılarak kızarmış patates yemeden önce bir kez daha düşünürsünüz.

Aşağıda örneklerini verdiğimiz bazı besinlerin belki de sizi şişmanlattığını, diyabete, kalp hastalıklarına, kansere yol açtığını fark etmemiştiniz.

Daha fazla vücut yağı almanıza sebep olan “sözde sağlıklı” besinler.
Tam buğday ekmekler
Tam buğday mısır gevrekleri
Tam buğday krakerler-gevrekler
Soya fasulyesi
tofu ya da sebze burgerler (fermente edilmemiş soya hormonlarınıza zararlı olabilir)
meyve suları
az yağlı süt ya da homojenize edilmiş süt
margarin(ölümcül trans yağlar ve hatta mega translar
önceden paketlenmiş diyet yemekler
sporcu içecekleri
protein barları (çoğu içinde aslında şeker çubukları gizlidir)
aşırı işlem görmüş yenilenmiş yemekler (içeriğinde sağlıklı değil abur cubur içerik daha fazladır)
pirinç gevrekleri (aşırı kan şekeri artışı)
makarna ( daha fazla buğday daha hızlı yaşlandırır)
diyet dondurma ya da diyet tatlılar
sözde “enerji” içecekleri
az yağlı gıdalar (genellikle yağın yerini şeker almıştır)
daha az karbonhidrat içeren işlenmiş gıdalar
soya fasulyesi yağı, mısır yağı ve kanola yağı
Alıntı


Benzer Konular
Konu: / Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj



Bu konuyu görüntüleyen kullanıcı(lar): 1 Ziyaretçi