04-03-2012, 15:55
Devlet malı olan İstanbul Boğazı sularında özel kişilere ait 40 adet tapu ortaya çıktı.
Tapu sahipleri deniz alanının devlet tarafından bedelsiz kullanıldığını iddia ediyor.
Osmanlı döneminde balıkçılıkla uğraşan aileler, kendilerine verilen deniz tapularından faydalanamıyor. Çünkü mevcut hukuka göre deniz ve boğaz gibi yerler kişiye özel değil. Ancak İstanbul Boğazı'nda kişilere ait 40 tane deniz tapusu var. Tapu sahiplerinden Nuri Duru, kendine ait olan deniz alanının devlet tarafından bedelsiz kullanıldığını iddia ediyor.
Zaman gazetesinin haberine göre; mevcut hukuka göre devlet malı olan İstanbul Boğazı sularında özel kişilere ait 40 adet tapu ortaya çıktı. Osmanlı Devleti zamanında balıkçılıkla uğraşan ailelere padişah izniyle verilen bu tapular, Medeni Kanun uygulanmaya başlamasından sonra hakların kullanımında sorun yaşanıyor. Birkaç kişide bulunan tapuları devlet de unuttuğu için 'denizin tüm mülkiyeti devletindir' diyerek tapu sahiplerine bedel vermeden kullanıyor. Hakkını arayan tapu sahipleri ise uzun yıllar mahkeme kapılarını aşındırıyor.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre özel kuruluşlarca işletilmek istenen birçok kıyı alanı bu karmaşık tapu problemi nedeniyle kullanılamıyor. Bu tapuların sahiplerinden biri Nuri Duru kendine ait olan deniz alanının devlet tarafından bedel ödenmeksizin kullanıldığını iddia ediyor. İstinye, Boyacıköy mevkiinde dalyan tapusu bulunan Duru, sahibi olduğu deniz alanını Denizcilik Müsteşarlığı ve Dışişleri Bakanlığı kullandığı için 8 ay önce kullanım bedeli ve tazminat davası açtı. Duru, "Bana ait olan bir alanda hukuksuz bir şekilde işletmecilik yapılıyor. Bir tapu sahibi olarak kullanılan yerin kirasını istiyorum.'' diyor. Geçmişe dönük 5 yıllık bedel alınabildiği için yaklaşık 600 bin liralık alacağı olduğunu belirten Duru, 17 bin 819 metrekarelik alanın değerinin milyonlar ile ölçüldüğünü belirtiyor. Boyacıköy Mevkii'ndeki yerin kendilerine ait olduğunu yetkililere anlatamadığını belirten Duru, "Ya bize buraları kullandırsınlar ya da hakkımız olan bedeli verip bu alanları kamulaştırsınlar." diye konuşuyor.
İstanbul Boğazı'nda 40 tane olmak üzere toplam 59 tane dalyan ve deniz tapusu bulunuyor. 1961 yılındaki kadastro ölçümüyle kaydedilen bu tapular tapu sicil müdürlüklerinde ada pafta şeklinde belirtiliyor. Tapularda çifte mülkiyet olarak belirtilen tapuların sahipleri hem özel kişiler hem de devlet olarak görünüyor. Beykoz'da Paşabahçe vapur iskelesi ve Anadoluhisarı iskelesi gibi önemli yerlerde 190 bin metrekare alanda bulunan dalyan tapular için 1971 yılında yapılan Su ürünleri Kanunu'nun 12. maddesi ile sürekli kullanım şartı getiriyor. Kanuna göre 5 yıl boyunca sürekli kullanılmayan dalyan ve voli yerlerinin devlet tarafından kamulaştırılacağı belirtiliyor.
Tapu sahipleri deniz alanının devlet tarafından bedelsiz kullanıldığını iddia ediyor.
Osmanlı döneminde balıkçılıkla uğraşan aileler, kendilerine verilen deniz tapularından faydalanamıyor. Çünkü mevcut hukuka göre deniz ve boğaz gibi yerler kişiye özel değil. Ancak İstanbul Boğazı'nda kişilere ait 40 tane deniz tapusu var. Tapu sahiplerinden Nuri Duru, kendine ait olan deniz alanının devlet tarafından bedelsiz kullanıldığını iddia ediyor.
Zaman gazetesinin haberine göre; mevcut hukuka göre devlet malı olan İstanbul Boğazı sularında özel kişilere ait 40 adet tapu ortaya çıktı. Osmanlı Devleti zamanında balıkçılıkla uğraşan ailelere padişah izniyle verilen bu tapular, Medeni Kanun uygulanmaya başlamasından sonra hakların kullanımında sorun yaşanıyor. Birkaç kişide bulunan tapuları devlet de unuttuğu için 'denizin tüm mülkiyeti devletindir' diyerek tapu sahiplerine bedel vermeden kullanıyor. Hakkını arayan tapu sahipleri ise uzun yıllar mahkeme kapılarını aşındırıyor.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre özel kuruluşlarca işletilmek istenen birçok kıyı alanı bu karmaşık tapu problemi nedeniyle kullanılamıyor. Bu tapuların sahiplerinden biri Nuri Duru kendine ait olan deniz alanının devlet tarafından bedel ödenmeksizin kullanıldığını iddia ediyor. İstinye, Boyacıköy mevkiinde dalyan tapusu bulunan Duru, sahibi olduğu deniz alanını Denizcilik Müsteşarlığı ve Dışişleri Bakanlığı kullandığı için 8 ay önce kullanım bedeli ve tazminat davası açtı. Duru, "Bana ait olan bir alanda hukuksuz bir şekilde işletmecilik yapılıyor. Bir tapu sahibi olarak kullanılan yerin kirasını istiyorum.'' diyor. Geçmişe dönük 5 yıllık bedel alınabildiği için yaklaşık 600 bin liralık alacağı olduğunu belirten Duru, 17 bin 819 metrekarelik alanın değerinin milyonlar ile ölçüldüğünü belirtiyor. Boyacıköy Mevkii'ndeki yerin kendilerine ait olduğunu yetkililere anlatamadığını belirten Duru, "Ya bize buraları kullandırsınlar ya da hakkımız olan bedeli verip bu alanları kamulaştırsınlar." diye konuşuyor.
İstanbul Boğazı'nda 40 tane olmak üzere toplam 59 tane dalyan ve deniz tapusu bulunuyor. 1961 yılındaki kadastro ölçümüyle kaydedilen bu tapular tapu sicil müdürlüklerinde ada pafta şeklinde belirtiliyor. Tapularda çifte mülkiyet olarak belirtilen tapuların sahipleri hem özel kişiler hem de devlet olarak görünüyor. Beykoz'da Paşabahçe vapur iskelesi ve Anadoluhisarı iskelesi gibi önemli yerlerde 190 bin metrekare alanda bulunan dalyan tapular için 1971 yılında yapılan Su ürünleri Kanunu'nun 12. maddesi ile sürekli kullanım şartı getiriyor. Kanuna göre 5 yıl boyunca sürekli kullanılmayan dalyan ve voli yerlerinin devlet tarafından kamulaştırılacağı belirtiliyor.